15 Eylül 2011 Perşembe

Yazmak yürek işi imiş meğer

Bir gün bir arkadaşımla "dua" etmekten, duaların kabul olmayışından,duamızın tersiyle karşılaştığımızdaki isyana ve gaflete düşmekten bahsediyorduk. Hiç yaşadınız mı bilmiyorum ama uzun süre konuşmadığınız ama dua bağını koparmadığınız birinden bu uzun süre sonra ellerinizden kayıp gitmiş olduğunuzun farkına vardığınızdaki tepkiniz ne olmuştur? Sizin duaya olan teslimiyetiniz ne hale gelmiştir? Ve bağları kopardığınız o an. Uzun bir süre isyan etmediğinizi varsaymak. Ama sonra bir gün ya da gece farketmek, uçurumun kenarında gölgenizin silüetini izlemekte olduğunuzu, ve uçurum kenarında o ince çizginin size bir hiç geldiğini. İçinizdeki çocuk hala biraz yaşıyorsa o an bile yükseklik korkunuz olduğu için başınızın dönmesiyle dalga geçersiniz. O uçurum kenarında gülersiniz. O ölüm ve hayat arasında "Dua" nasıl bir araç olur? Bu sorumu erkek kardeşimle paylaştım bana, "Uçurum kenarına gelmeden kanatlanamazsın" dedi?!! Bu alıntıyı bir çok yönden ele alabiliriz ama asıl değinmek istediğim konu bu değil tabi. O "dua" konusunu konuştuğum arkadaşım bana uzun zamandır farketmediğim bir bakış açısı sundu, saolsun. Dua etmek bile Allah'tan geliyormuş, yani dua etmek de lütuf işi. Her yürek aşka gelmez, dua'ya gelmezmiş. Tıpkı uzun zamandır yazamadığımı farketmem gibi, elim varmıyor kaleme kağıda,bu tuşlara basıyorsam bir başlangıç mı? Yok değil,tiksinerek yazıyorum sanki, garip. Yürek bu aralar ne yazmaktan ne de dua'dan yana.Yunus Emre'nin çok sevdiğim bir duası vardı, "Allah'ım ben beni bıraktığımda, sen beni bırakma!". Benim dua'm bu durumda, "Rabb'im ben beni bıraktım, sen beni bırakma!" O Rahman ve Rahim olan, onu bırakanı bırakmaz, algılamakta zorluk çektiğim o hikmet kapılarını gaflete düşmüş kuluna açar mı bilemem. Bilmem ki, "Her gecenin bir neharı varmış". Öyle mi gerçekten?!!

Alireza Ghorbani'yi çok sevdiğim biri tanıttı bana, Farsça dinlemeyi sevenler varsa, ve benim gibi Doğu'da aşk başkadır diyenler için, ha bir de sevmesini bilenlere! 
 Parçaya ait sözlerin türkçesini de ekledim, iyi dinlemeler:)

Ey vefasız benim kalbimin sırrını anla
Suskunluğumdan, sustuğumdan dolayı duymazdan gelme
Ey tanıdık, gönül gözünle gör
Halıma bak
Yüreğimin sazına acısına bak, görmezden gelme
Bu gece başucumdayken, kederlerimi gideriyorken
Gölgeni başımdan eksik etme sabaha kadar
Ey gözyaşlarım, akma ve hicap, perde olma ıslak gözlerim için
Onu göreceğim zaman gözümün yolunu kesme
Şefkatten başka bir suçu yok deli gönlümün
Allah bilir sığınaksızlıktan başka sığınağı olmayan fırtına kuşu gibi olmuş gönlüm
Allah biliyor
Ben her çölde acıyla gözyaşını döken yaban bir bulutum
Umutsuz gönlümün bu coşmuş gözyaşlarımdan başka bir şahidi yok, Allah bilir
Ey vefasız benim kalbimin sırrını anla
Suskunluğumdan, sustuğumdan dolayı duymazdan gelme
Ey tanıdık, gönül gözünle gör
Halıma bak
Yüreğimin sazına acısına bak, görmezden gelme....