17 Nisan 2011 Pazar

"Wisdom" he said.....

"Wisdom" dediğinde ilk etapta algılayamadım, sonra yavaş yavaş ses molekülleri orta kulağımda çınlamaya başladı, "tiingggg tinnggg bu iyi bişiiiiiiiinngggg".... Geçenlerde belirtmiştim konferans var diye, ve işte dün sabah 10.30 sularında kendileri gerçekleşti.Yaşlı başlı kelli felli adamlar arasında, heyecandan elleri titreyen, titrek sesiyle, "Nomadity and the "Avant garde" diyen genç bir kadın vardı. Başarılı bir sunum değildi, kesinlikle değildi, 25 dakikayı aşmam dediğim sunumum maalesef sürekli, "Ok, I'll skip this part" ile baya hırpalandı,caaanım paper'ım neydin ne oldun:( tabi sunum bittiğinde herkesin suratındaki ifadeden kafalarının karıştığını anlamıştım ama honestly bunun aslıca sebebinin konunun havada kalmış olmasından ziyade felsefik,politik, teorik sömürgeci edebiyat incelemem oldu diye varsayıyorum. Konferans her ne kadar English Studies adı altında yapılmış olsa da highly dilbilimi üzerineydi. Bizim TR'de bildiğin eğitim fakültelerin yaptığı konferanslar gibiydi. Akademik camiadan intelijans tabaka dediğimiz dalkavuk takım baş rolleri oynuyordu ammaaa bence yine de bir şeyler eksikti yenilik adına. Ben ne de olsa FreshWoman'dım,eleştirmek benim neyime, Ahh Dostlar!

Nelerden bahsetmedim ki? Sömürgeci edebiyatın İngiliz edebiyatına neden dahil edilmediğini sorguluyordum, Benedict Anderson'un "imagined communities" teorisine, Homi Bhabha'nın "unhomeless"ına, Spivak'ın "strategic essentialism'ine ve tabi ki Hannah Arendt'ın "refugee"sine göndermeler yapıyordum. Ana dil'i kim nerden uydurmuş? Milli Edebiyat var mı? diyordum. Zaten sunumlar yapıldıkça benim proposal'ın kabul edilmiş olmasına bir türlü anlam veremiyordum. Benim konum çokta kontekse uygun değildi ama "kısmet" diyor ya bazı Ata'lar ve onların çocukları. Sunum sonunda sorular soruldu. Sanırım misyonerliğe göndermeler yapmam ortamı biraz gerginleştirdi, ama realities are painful,are not they??Hasılı sunumlar bitmişti,bir tanesi dışında. Kahve molasına çıkmak üzereyken adamın biri yanıma yaklaştı ve günümü aydınlatacak tek bir kelime dudaklarından döküldü, sessizce, "Wisdom" dedi. "Really,was it?" diyebildim sadece, sonra "Avant Garde" ve "Nomad" konseptlerini ele alışımı beğendiğini söyledi. Tabii ben kendimi yine de umutsuz vaka olarak görmeye devam ettim, özellikle konferansın yaşlı kurdu Prof. Klein'ın yanıma gelip, "English never faced almost an extinction"dediğinde, "I read it from...." diye cevap vermem üzerine, "You should read a lot" demesi başka bir hayal kırıklığı oldu diye içimden geçiriyordum ki, son oturuma katılmak için toplantı salonunda yerimizi aldık. Son oturum sadece bir kişiye aitti, ve işte yanıma gelip bana o umut dalgalarını beynime yolcu eden adamdı bu, Mr. Wisdom! Meğer önemli bir araştırmacıymış, ve beni eleştiren yaşlı kurt Herr Klein onu tanıtmaya başladı. Mr. Wisdom konferansın en önemli English Studies uzmanıydı. Bu mudur yani?Değil tabii ki, uzun bir tanıtmadan sonra konuşmaya başlayan Prof. Malcolm konuşma boyunca bana dönerek konuşmamdaki "nomadity" ve "avant garde" kelimelerine, sömürgeci edebiyatına bana selam çakarak refer etti her daim:)))Sunumdan sonra yanına gittim, bana "You have inspired me" gibisinden bir şeyler söyledi. Belki çokta önemli değildi, ama insan öyle bir ortamda ufak tefek övgüleri kafasında o kadar büyütebiliyor ki, dünden beri "Yapma Zoraida kız, bak enaniyet yapma, o kadar iyi değildin,kabul et" diyorum kendi kendime ama işte beşeriz en nihayetinde,nefis ipin ucunu kaçırmak için bahaneler arıyor her daim. Neyseki şuan konferansı atlattık, sıradakilere "Merhaba" deme vakti...ahhh yok, bir ihtimalle gideceğim yarı-anavatanım Belçika'ya ondan sonra da Şehr-i İstanbul'uma özel bir seremoniye katılmak için "Merhaba" deme vakti...Konferanslar mı??!! Kim dedi?Ne dedi?Ben hatırlamıyorum öyle bir şey???!!!   

PS: Bu arada dün "Adam" adında bir film seyrettim, Asperger Syndrome'u olan genç bir adamın öyküsü. Bu hastalığı olanların insanlarla bire bir ilişkilerde yaşadıkları ciddi sorunları filmde o kadar güzel işlemiş ki yönetmen. Ve Aşk.....Ve Ayrılık....diyorum. Strongly recommended!

1 yorum: